Gönül Doktorumla Muhabbete Dair
Uzun zamandır görüşmediğim gönül doktoruma gittim. Gözlüklerimi değiştirmemi istedi. Gönül gözümle yüz penceremden bakmaya çalıştığım dünyayı o gözlüklerle hiçbir zaman doğru okuyamayacağımı ve yanlış okumalarımın sonucunda da yanlış yorum ve yaşayışlardan uzak olamayacağımı söyledi. Bir alışılmışlık ve alışkanlıklar yığınıyla çevremdeki duvarı kalınlaştırmıştım. Yeni bir gözlükle yeni bir dünyaya gelmek ve oradakileri görüp ona göre bir yaşam sürdürmeye çalışmak hemen de öyle kolay olmadı. Uzun bir yolculuğa çıktım. 10 günlük değildi belki 25 yıllık süren bir yolculuğun belli karelerinde durup dinlendim. Çünkü aklımı ve kalbimi ve de ruhumu yormuştum…
Yeni bir doğum öncesi sessizliği yaşadım bir süre ve merakla bekleyiş… Sona az kaldı düşünceleri… Garip bir sorgulama… Geçmişin tecrübeleri ile geleceği inşa etme çabalarım… Ama bir yerlerde de her şeyi ONA teslim etme düşüncesi…
Gönül doktorum aynalar tutuşturdu elime… Bunlara iyi bak dedi… İyi bir yere yerleştir… Düşündüm… Nereye yerleştireyim diye… Gönül doktorum hikmetsiz söz söylemezdi, hikmetini çözebilmem için yüreğimin pusulasını aklımın bilgisi ile ve ruhumun gücü ile anlamaya çalıştım. Ve aynaları odama yerleştirdim. Artık dünyamda aynalar var. Daracık odam aynalarla daha bir büyüdü. Aynaya her bakışımda daha bir heyecanlandım ve düşündüm… Derinliklerime inmeye çalıştım. İndikçe umudum arttı aradığımı bulacağım adına… Ve gücüm de arttı bir o kadar. Gözümle gözlük derecem de uydu ya daha ne isterdim yaşamak adına… Bir de boşlukları doldurdu aynalar… Aynalar ve temizlik… Ve parlaklık… Her temizlemenin verdiği huzur hem de iş yapmanın verdiği zevk…
Parlak aynalara parlak bakışlar gerek… Ve parlak bir gün ışığında en bozuk göz bile kendine bir ışık bulur… İşte benim bulduğum da bir ışık var bugünlerde…19.5.2004