İSTANBUL’DA AŞK
Yıllar önceydi istanbula aşk yağıyordu gökten. Sımsıcak bir duygu sımsıcak bir yağmurdu gökten kalplere yağan. En çok yağış alan bölge üsküdardı nedense. Kız kulesi şahitti hikayelere. Yürekler kocaman kocaman olur şişerdi yağan aşk yağmurunun etkisiyle.
Aşk mekanında aşk memleketinde aşık olanlar dolanır dururlarmış kendilerine aşkı hatırlatan her mekanda. Kimi zaman bir otobüs durağı olurmuş bu mekan kimi zaman bir okul kütüphanesi. Sıkıştıkça sıkışırmış aşığın kalbi bu aşk mekanlarında.
Dolaşırmış aşık öyle ortalarda öylesine. Sonra satır satır yazarmış aşka ait aşkla dolu cümleleri sayfalara. Sayfalar inat edermiş zaman zaman çekermiş kendilerini köşe bucak. Ama aldırmazmış aşık sadece bu defa dökermiş gözyaşlarını.
Aşığına dair iz, koku, ses zıplatırmış yüreğini aşığın.
Aşk… ah minel aşk. Geriye gelirmi yaşananlar.
Aaşkkk. Yüreğimi sana bıraktım yıllar önce sahip misin ona hala. Koruyor musun hain ve hoyrat ellerden.. .
Ah neler bıraktın aşk kalbime o zamandan bu zamana taşınan.
İstanbul ne yaptın sana yağan aşkları. Hangi toprağa gömdün sana emanet bırakılan duyguları. Nasıl işledin ilmek ilmek hatıraları.
Ne garip duygudur aşka dair yaşananlar…. Her köşeden onu beklemek, her yüzde onu görmek, her cümlede ondan bahsedilmesini dilemek… Sonra onsuz cümlelerden kaçamak aramak. Sonra her cümleyi onla kurmak.
Sabah okula gitmek gece boyu gözyaşlarından ıslanmış yürekle. Sırılsıklam aşka ıslanmışken ben bütün benliğimle terkediyorum bana dair beni. Sonra balkona asıyorum tüm ıslanmış duyguları kurutmak için.
26 kasım 2010
gönlünüze sağlık…