Saçmalık
Saçma sapan şeyler yapıyorum. Öylesine boşluğa bırakıyorum kendimi. Boşluğu anlamaya çalışıyorum bencilce. Kendi yazılarımı okuyup gülümsüyorum ağlanacak hallerime. Geçmişimi kırk kat bohçaya sarıyorum sandıklarda saklıyorum arada bir çıkarıp çıkarıp döküyorum ortalığa, yaşanmışlıklara ve yaşanmayacaklara yana yana. Aşk ağlatır dert söyletir ifadesine sığınıyorum ana kucağına sığındığım gibi.
Türlü cümlelerle süsleyip püsleyip çıkarıyorum içinden çıkılmaz olan halimi içimi dışımı bir ederek. Kalbimdekilere pencere yapıp seyri alemlik yaptırıyorum kalbime konanlara konacaklara. Tam hayal aleminde sallanırken ben, odaya bir insan kılığında kıyafetinde biri gelir. Kalp gözümdeki pencerede insanları ve insancıkları anlamaya ve anlatmaya cam olsaydı çizerdim adamın tablosunu buğudan resimlerle. Ama ne kalbim insanları anlamaya yetecek kadar açık ne de ben onların buğudan resimlerini çizebilecek kadar yetenekliyim. Yeteneklerimi ortaya dökmeye çalışırsam yeteneksizliğim çıkıyor ortaya bir bir… utanıyorum parmaklarımı saklıyorum saymamak için başaramadığım şeyleri. Parmaklarım inat ediyor hepsi de dikiliyor ayağa birer birer kendilerini gösteriyorlar bana inat…onlar inat ediyor ben inat ediyorum sonunda ikimizde ne galip oluyoruz ne mağlup oluyoruz. Öyle yaşıyoruz hayatı kimi zaman birleşip kimi zaman ayrışarak….
Koptu gönlün kırık teli. Ne ses çıkarır oldu ne nağmeye uyum sağladı. Kalabalıklar yağdı sadece ortaya ortaya…..gönül kendine ağlasa da çare değil ağlamasa hiç çıkar yol yok.
kerime küçük