Slovenya Ljubljana’yı 2 Günde Keşfetmek
Sayısız Kültür Sanat Etkinliğine Ev Sahipliği Yapan Ljubljana Yemyeşil Bir Doğayı Ve Cazip Bir Gastronomi Seçkisini Bir Arada Sunarak Hem Asırlık Tarihini Hem De Genç Ve Eklektik Yönünü Yansıtıyor.
Varınca
Turunuza Slovenya’nın Avrupa’da yeşil doğasıyla ünlenmesini sağlayan Tivoli Parkı’nda bir yürüyüşle başlayın. Parkın kuzey sınırında yer alan eski sinema salonu Kino Šiška artık tiyatro sahnesi ve sanat galerisi olarak hizmet veriyor. Parktan çıkıp mimar Jože Plečnik’in tasarladığı kordona geçin. Şehir merkezine doğru yürürken Nebotičnik’in benzersiz manzarası eşliğinde bir kahve molası verin.
Öğle
Ljubljana’nın derinlerine inmeden önce sokak lezzetlerini denemek ya da leziz bir mola vermek için Kongre Meydanı’nın sessiz kalabalığına karışmanızı tavsiye ederim. Yeni Meydan’ı geride bırakıp yakınlardaki Ayakkabıcılar Köprüsü’nden Ljubljana Nehri’nin karşı yakasına geçin. Müzik tutkunları Spin Vinyl’e mutlaka uğramalı; dükkân sahibiyle koyulacağınız bir sohbette Slovenya’daki alternatif müzik sahnesine dair ilginç bilgiler edinebilirsiniz.
Akşam
Gün boyunca hafif atıştırmalıklar ve 300’den fazla çay çeşidi sunan Čajna hiša’da enerji depolayın çünkü heyecan verici saatler sizi bekliyor. Konserlerin verildiği, oyunların sahnelendiği ve sergilerin yer aldığı Yaz Festivali’nin keyfini çıkarın. Dilerseniz eskiden askerî kışla olarak kullanılan, bugünse genç sanatçılar ve yeni fikirler için bir platform hâline getirilen Metelkova’nın atmosferini deneyimleyebilirsiniz. Burada Celica adında, şık ve çevre dostu sertifikalı küçük bir otel de yer alıyor.
Sabah
İkinci gününüze yerel ürünler ve besin değeri yüksek süper yiyeceklerin ilginç kombinasyonlarını sunan yeni mutfak gözdesi Ek’te geç bir kahvaltıyla başlayın. Ljubljana’nın ruhunu anlamak içinse eski kitapçılar ve gözden saklı huzurlu bahçelerin sıralandığı Trubar Caddesi’nde bir yürüyüş yapın. Prešeren Meydanı’na çıktığınızda şık Art-Nouveau binaların ve meydana adını veren şairle ilham perisi Julija’nın anıt heykellerinin tadını çıkarın.
Öğle
Triple Köprüsü’nün diğer yakasında, Plečnik’in tasarladığı eski balık pazarı DobraVaga bugünlerde genç sanatçıların eserlerinin sergilendiği bir galeriye dönüştürülmüş. Yapının hemen önünde şehrin en iyi restoranları sıralanıyor; menülerindeki leziz yiyecekleri uygun fiyatlarla deneyebilirsiniz. Bunlardan Open Kitchen her cuma açık. Cumartesi günleriyse hemen yandaki meydanda çiftçi pazarı kuruluyor; yerel ve mevsimsel meyve-sebzelerin ve çiçeklerin arasında adeta kendinizi kaybedeceksiniz.
Ayrılmadan Önce
Mestni ve Stari sokaklarında bir keşif turuna çıkın; Vezenina’daki el yapımı nakışları inceleyebilir ya da genç kuşaktan yerli zanaatkârlarla tanışabilirsiniz. Bölgedeki sayısız konsept mağazadan biri olan Gud sevimli ev eşyaları ve kırtasiye ürünleriyle dikkat çekiyor. Kaleye çıkmadan önce füniküler istasyonunun yanındaki Kukla Tiyatrosu’na mutlaka uğrayın; burada çocuklar bile sanat ve eğlencenin keyfini sürüyor.
Kaynak: Lorenza Mussini , Skylife